SONUÇ BİLDİRGESİ

Türkiye ve Kıbrıs’ta faaliyet gösteren saygın sivil toplum örgütleri, Türkiye ve Kıbrıs’ta faaliyet gösteren saygın devlet ve vakıf üniversitelerinin tamamen bilimsel sorumluluk içinde hazırlanarak gerçekleştirdiği “Fethinin 450. Yılında Uluslararası Kıbrıs Sempozyumu” 24 Kasım 2021 tarihinde  başarı ile tamamlanmıştır.

Akdeniz Üniversitesi ev sahipliğinde, Antalya Büyükşehir, Konyaaltı, Muratpaşa ve Kepez Belediyeleri, Türk Ocakları Antalya Şubesi, Kıbrıs Türk Kültür Derneği, Türk Hava Kurumu Antalya Şubesi, Çam Limanı Akademi, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası, AKSAN, gönüllük esasına göre samimi dinamik ve nitelikli bir ev sahipliği yaparak sempozyumun gerçekleşmesine önemli katkı sağlamışlardır.

Sempozyum Kıbrıs Adası’nın 1571 yılında fethi ile 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesine kadar geçen süre içinde tarihi, sosyal, kültürel ve ekonomik yapısı üzerinde yapılan bilimsel çalışmalarla sınırlandırılmıştır. Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bumin Kağan salonunda üç gün boyunca  on iki oturum halinde gerçekleştirilmiştir.

Tamamen sivil toplum inisiyatifi olmakla birlikte özellikle parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerimizin genel başkanları protokol konuşmalarına katılmak üzere davet edilmiştir. Sempozyuma yurt içi ve yurt dışında yoğun bir katılım talebi gelmiş,  sempozyum hakem kurulu katılma isteğinde bulunan 90’a yakın bildiriden  49’unu sempozyum temasına uygun görerek sunulmaya değer kabul etmiştir. Bildirilerden beşi zoom üzerinden online olarak yapılırken 44 bildiri  online ve yüz yüze olarak sunulmuş, sunum sonrası bilim adamları arasında nitelikli bir tartışma görüş alışverişi ortaya çıkmıştır.

Bir bilimsel kongre olmasına rağmen sosyal medya mecralarının hemen tamamından canlı olarak yayınlanmış, yüz yüze oturumlarda salon pandemi koşulları çerçevesinde yoğun bir izleyici kitlesine ev sahipliği yapılmıştır.

Kongrede gerek bildiri sunumları gerekse tartışma süreci ve kongrenin genel çerçevesi içerisinde;

  1. a) Türk ve Dünya kamuoyuna yaygın olarak kabul ettirilmek istendiği gibi Kıbrıs Adası’nın tarihin en eski dönemlerinden beri bir Rum adası olduğu yanlış algısının gerçekle ilgisinin olmadığı, 11. ve 12. Yüz yıldan başlayarak adanın Mısır Memlüklü (Kıpçak) devletinin siyasi ve ekonomik kontrolü altında olduğu Selçuklu ve Memlüklü (Kıpçak) devletlerinin Kıbrıs adasının Doğu Akdeniz’deki stratejik önemini bilerek adayı kontrol ettikleri bilimsel çalışmalardan açık bir şekilde anlaşılmıştır.
  2. b) Kıbrıs’ın tarihi ve kültürel geçmişinin Türkiye’de yeterince bilinmediği gerçeği bilim adamlarımız tarafından ortaya konulmuştur. Kıbrıs sorunun 1950’li yıllardan başlayan ve Rumlar tarafından geliştirilmiş Akritas planı çerçevesinde Türklere karşı yapılan soykırım hareketi olduğu gerçeğinin göz ardı edilerek 1974’den sonra ortaya çıkan uluslararası sorun olarak algılanmasının bilimsel açıdan büyük bir hata olduğu, adanın 800 yıllık bir Memlüklü (Kıpçak) ve 307 yıllık bir Osmanlı geçmişinin bulunduğu gerçeği vurgulanmıştır.
  3. c) Bilim adamlarımız Doğu Akdeniz’in kilidi olan Kıbrıs Adasının tarihi geçmişini araştıran ülkemizde hiçbir akademik kuruluşun bulunmamasının çok büyük bir eksiklik olduğunu vurgulamışlardır. Özellikle Venedik, Papalık, İngiliz, Fransız, Rusya ve diğer devletlerin arşivlerinde Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’le ilgili henüz gün yüzüne çıkmamış bir çok bilgi ve belge bulunduğu, bu dillerde yayınlanmış bilgi ve belgelerin bile bilim adamlarımız tarafından yeterince değerlendirilmediğini dile getirmişlerdir.
  4. d) Türkiye’de olduğu gibi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de üniversitelerde Kıbrıs tarihi ile ilgili bir ders bulunmadığı, Kıbrıs’ın tarihini üniversitelerde anlatacak konu uzmanı bilim adamlarının yetiştirilmesinin kaçınılmaz olduğu belirtilmiştir.
  5. e) Türkiye’de ve Kıbrıs’ta tarih dersleri içinde veya bağımsız olarak Kıbrıs’ın tarihi ve kültürel değerlerinin anlatıldığı bir yeni yapının eğitim müfredatına eklenmesi için her iki ülkenin eğitim bakanlıklarında ivedilikle harekete geçilmesinin önemli bir adım olacağı görüşü ele alınmıştır.
  6. f) Türkiye’de ve KKTC Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’in tarihi, kültürel ve stratejik önemini ele alan inceleyen değerlendiren ve kamuyla paylaşan araştırma merkezi, enstitü veya benzeri kurum ve kuruluşların bulunmamasının büyük bir eksiklik olduğu gerçeği tartışmalardan ortaya çıkmıştır.
  7. g) Kıbrıs ile İngiltere arasında yapılan 1878 antlaşmasının literatürde “galat-ı meşhur” olarak “kiralama” olarak nitelendirilmesinin diplomasi ve jeo stratejik algı bakımından aleyhimize değerlendirmelere sebep olduğu dile getirilmiştir.
  8. h) Adadaki Türk İslam eserleri ve kültür varlıklarının korunması restorasyonu ve dünya turizmine açılmasının Kıbrıs Türkleri açısından önemi çok sayıda bildiride bilim adamları tarafından ele alınmıştır.

Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’in tarihi ile ilgili olarak bilinen  inkar kabul etmeyen gerçeklerle başta Yunanistan olmak üzere bazı diaspora çevrelerinin sistematik olarak yaymak istedikleri çıkarcı, evrensel insan hakları değerlerine aykırı algıların taban tabana zıt olduğu görülmüştür.

Bildirilerde ve sonrasında yapılan tartışmalarda tarihi gerçeklerin siyaset, diplomasi ve uluslararası platformlarda egemen olabilmesi için  ileriye doğru atılması gereken adımlar konusunda şu görüşlere yer verilmiştir:

ı) İnsanlık tarihinde bazen yanlış, kasıtlı ve insanlık dışı yönlendirmelerle yapılan propagandaların tarihi gerçeklerin önüne çıkarak büyük haksızlıklara ve insanlık dışı facialara sebep olduğu bilinmektedir. Bu yüzden gerçeği yalnızca gerçeği bütün insanlık camiasına  etkili bir şekilde duyurmak için sistematik, uzun soluklu ve kalıcı çalışmaların yapılması gerektiği bütün aydınlar tarafından çok iyi bilinmelidir. Bu maksatla:

ıı) Kıbrıs Adasında Türk varlığının izlerinin sürekliliği olan resim/fotoğraf sergilerinin yurt içi ve yurt dışında açılması,

ııı) Kıbrıs davasının farklı merhaleleri üzerinde yapılan araştırmaların devlet desteği ile başta İngilizce, Fransızca, Almanca, Yunanca ve Rumca olmak üzere çeşitli dillerde yayımlanması,

ıv) Devlet desteğinin sağlanması programları kapsamında özellikle arkeolojik araştırmaların ve arkeolojik bulguların bilimsel temelde geliştirilmesi, bunun için gerekli kaynakların sağlanması ve arkeolojik bulguların yaygın bir şekilde kullanılmasının sağlanması gereğinden hareketle özellikle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde arkeoloji ile ilgili güçlü bir devlet program ve politikasının belirlenmesi,

  1. v) Konuyla ilgili broşür, katalog, kitapçık vb. daha kolay okunabilen yayınların çoğaltılması ve sürekliliğinin olması,

vı) Özellikle son dönemde dijital teknoloji ve sosyal medyanın gücü kullanılarak KKTC aleyhinde ortaya çıkan dezenformasyon (bilgi kirliliği), kara propaganda, beşinci kol faaliyetleri ve psikolojik algı operasyonları karşısında müdahale edecek alt yapının uzman akademisyenler vasıtasıyla gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Türk ve Dünya kamuoyuna saygıyla duyururuz.

 

SEMPOZYUM TERTİP KOMİTESİ