Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Albayrak, “Türkiye daha sondaj yapmadan, ‘Türkler gaz buldu’ yaygarası koparılmaya çalışıldı. Kimse Akdeniz’i kendi denizi, kendi zenginliği sanmasın. Türkiye olarak, gerek uluslararası hukuktan kaynaklı münhasır ekonomik alanlarımızda, gerekse KKTC’nin ruhsatlı sahalarında bu aramaları yapmaya devam edeceğiz. Gazı bulursak, kimse merak etmesin, halkımızla bu müjdeyi de ilk biz paylaşacağız” dedi.
Albayrak, 7. Uluslararası Doğalgaz Kongre ve Fuarı’nda (INGAS 2017) yaptığı konuşmada, Türkiye’nin doğalgaz depolama alanında tarihi adımlar attığını ifade etti.
Türkiye’nin doğalgaz arama ve sondaj alanında tarihi bir sürecin eşiğinde olduğunu belirten Albayrak, şöyle devam etti:
“İki gemimiz ile sismik çalışmalarımız devam ederken, süreci tamamlanan ve yakın zamanda imzaları atılan ve bu yıl bitmeden envanterimize katacağımız ilk sondaj gemimiz ile Akdeniz’de 2018 yılında ilk derin deniz sondajını gerçekleştireceğiz. Bu birilerini rahatsız ediyor, edecek.”
KKTC DIŞİŞLERİ BAKANI Tahsin Ertuğruloğlu: “Kıbrıs’ta var olmaya devam edeceğiz”
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs adasında bugün varız var olmaya da devam edeceğiz dedi.
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ve beraberindeki heyet, TC Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ’ı makamında ziyaret etti.
Bakan Ertuğruloğlu, Rum tarafında cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağını, aynı şekilde KKTC’de parlamento seçimlerinin gündeme geldiğini söyledi. Yakın bir zamanda seçime gideceklerini belirten Ertuğruloğlu, bu seçim süreçlerinin sonrasında artık Kıbrıs’ta yeni bir sayfa açılacağını dile getirdi.
“Rum devletinin, bizi bunca yıldır ambargolar altında yıpratan, ezdiren ve kendine mahkum kılmaya çalışan politikasından Kıbrıs Türkü’nün kurtarılması gerekir” diyen Ertuğruloğlu, şöyle konuştu:
“Bu yolda bizim tek bir güvencemiz vardır. Kendimizi anavatanımızla güçlü hissediyoruz. Bunca yıldır Kıbrıs adasında verdiğimiz mücadelede başarıya ulaşabilmişsek, bu anavatanımıza olan güvenimizden ve anavatanımızın da her türlü bedeli ödemeyi göze alarak kendi evlatlarını Kıbrıs Türkü’nü kurtarma adına ölüme göndermeyi bile göze alan kararlılığından dolayı biz Kıbrıs adasında bugün hala daha varız. Var olmaya da devam edeceğiz. Bu noktada artık KKTC’de hem iç siyasetimiz de yeni sayfalar açma hem de dış siyasetimizde 50 yıllık başarısızlığı kanıtlanmış süreçten biran önce kurtulma ve yeni modeller, parametreler ve sayfalar açarak, önümüzü netleştirme mücadelesi içerisindeyiz.”
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ve beraberindeki heyeti makamında kabul etmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren TC Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, KKTC ile Türkiye arasındaki ilişkilerin özellikle ekonomik iş birliği ve kalkınma programının yürütülmesiyle ilgili vazifenin kendisine verildiğini öğrenince mutlu olduğunu söyledi.
TC Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, “Kıbrıs Türkü’nün saçının bir teline bile dokundurtmayız. Biz oradaki insanları kendi kardeşimiz gibi görüyoruz.” dedi.
Kıbrıs’ta büyük bir kalkınma potansiyeli olduğunu belirten Akdağ, Türkiye’den getirilen su, getirilecek elektrik, yapılan yol ve yapılacak hastanenin önemli adımlar olduğunu ifade etti.
KKTC’yi geliştireceklerini vurgulayan Akdağ, bugüne kadar yapılan çalışmalarla da geliştirdiklerine işaret etti.
Akdağ, KKTC’nin 13-14 bin dolarlar civarında bir kişi başı gelirinin olduğunu belirterek, bu rakamın Türkiye’nin kişi başına gelirinin de biraz üstünde olduğunu, kişi başına geliri hep birlikte daha da artıracaklarını anlattı.
KKTC’nin seçimlerden sonra kendine yeni bir yol haritası çizeceğini aktaran Akdağ, “Biz de Türkiye olarak buna destek vereceğiz. Rum tarafını Batının şımarttığı bir çocuk gibi görüyorum. Keşke böyle yapmasalardı, yanlış yaptılar. Özellikle AB’ye zamansız, uygunsuz ve haksız biçimde sokuşları bence nihai çözümleri zorlaştırdı.” diye konuştu.
“Biz oradaki insanları kendi kardeşimiz gibi görüyoruz.” diyen Akdağ, şöyle devam etti:
“Uluslararası hukuktan gelen garantörlük hakkımız ve sorumluluğumuz var. Bunu elbette yerine getireceğiz. Bunu Rum tarafının da Rumlarla kim hareket ediyorsa hepsinin bilmesi lazım. Yanlış bir şeye heveslenmesinler. Akıllarının köşesinden bile geçmesin. Hem ada olarak Kıbrıs hem de Kıbrıs’ın etrafındaki deniz sahası oradaki iki toplumun hakkıdır. Biz bunu kesinlikle Rumların tek taraflı olarak sahiplenmesine müsaade edemeyiz. Politik duruşumuz bu. Ekonomik olarak da çok kısa zamanda büyük mesafeler alacağız. Çok güzel işleri birlikte gerçekleştireceğiz. Önemli olan Kıbrıs Türk halkının mutlu, huzurlu ve refah içerisinde yaşamasıdır. Türkiye var oldukça da bu Allah’ın izniyle de böyle devam edecektir.”