DURSUN YILDIZ
Doğu Akdeniz’de Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) sınırları anlaşmaları sonrasında yapılan petrol ve doğalgaz araştırma çalışmalarına bakıldığında, bir ülkenin adının çok geçmediği görülüyor. Doğu Akdeniz’de bugünlerde krize doğru tırmanan hidrokarbon rezervleri için alan savunması mücadelesinde Suriye’nin adı yok! Bu da coğrafya ile ilgilenmeyenlerin acaba Suriye’nin Doğu Akdeniz’de kıyısı yok muydu gibi bir kafa karışıklığı yaşamalarına neden olabilir.
Aslında tabii ki var ve Suriye bu denizde boş durmadı. Suriye’nin bölgede hidrokarbon arama çalışmaları sessiz sedasız 2005 yılında başladı ve bu yıl Suriye offshore’unda sismik harita çalışması yapıldı. 2007 yılında ilk offshore ihale ilanı açıklandı. Daha sonra Suriye Petrol ve Mineral Kaynakları Bakanlığı; öncelikle doğal gaz beklentisi sunan üç adet deniz ruhsatı için, 24 Mart 2011’de ikinci ihalenin ilanını yayınladı.
RUSYA SURİYE’NİN AÇIK DENİZİNDE ÇALIŞIYOR
Tam bu dönemde iç karışıklıklar başladı. Ancak Suriye bu konuda 2013 yılında bir adım daha attı. Suriye’nin Doğu Akdeniz’deki doğal gaz potansiyelini geliştirmek için açtığı ihaleyi Rusya’nın Soyuzneftgaz şirketi kazandı. Fakat güvenlik sorunları çalışmaların sürdürülmesine engel oldu. Ancak şirket, istikrar sağlandığında geri dönerek çalışmaları sürdüreceğini açıkladı.
DOĞU AKDENİZ’DEKİ REZERVLERİN ÜÇTE BİRİ!
ABD’nin Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (The US Army Strategic Studies Institute (SSI)) raporunda, Suriye kıyılarında 1,7 milyar varil petrol ile 3,5 trilyon metreküp doğalgaz rezervi olabileceğinden söz ediliyor. Bu rezervlerin Doğu Akdeniz Havzasındaki toplam rezervlerin üçte biri civarında olduğu tahmin ediliyor.
BP Statistical Review of World Energy, June 2016 raporuna göre Suriye’nin kara sınırları içinde halen ispatlanmış gaz rezervi 300 milyar metreküp olup 2015 yılındaki üretimi ise sadece 4,2 milyar metreküptür. Şimdi denizde sözü edilen tahmini rezerv ise mevcut rezervin yaklaşık 12 katı. Doğal olarak bu bölgedeki gazın çıkartılmasında daha çok Rus firmalarının ağırlığının olması bekleniyordu. Öyle de oldu. 2013 yılında Suriye Soyuzneftegaz ile 2200 kilometrekarelik bir denizel alan için (Tartus Banyas arası) 90 milyon dolarlık bir anlaşma imzaladı.
Yine Beşer Esad 21 Nisan 2017 tarihinde yaptığı açıklamada “Rus şirketleriyle, petrol ve gaz anlaşmaları imzalıyoruz” dedi. Avrupa Birliği’nin (2017) raporunda Suriye’nin bölgedeki gazının Türkiye üzerinden aktarılmasına yardımcı olabilecek bir transit ülke coğrafyası olduğundan söz ediliyor ve bunun ancak barışın sağlanması ve düşmanlıkların ortadan kaldırılması sonunda gerçekleşebileceği belirtiliyor.
RUSYA BU FIRSATI KAÇIRMAZ
Doğu Akdeniz’de bugüne kadar doğalgaz üretimi konusunda adı geçen ülkeler İsrail başta olmak üzere Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Mısır oldu. 2014 yılındaki AB raporunda bu ülkenin Doğu Akdeniz’deki MEB alanında 710 milyar metreküplük büyük bir potansiyele sahip olduğu iddiası yer aldı ve Lübnan 2017 yılından itibaren atağa kalktı.
Bu arada İsrail tarafından bölgesindeki 40 milyar metreküplük doğalgaz rezervi için anlaşma yapması engellenen Filistin Gazze şeridini de unutmamak gerekir.
Bu arada yazının başlığı olarak sorduğumuz soruya tekrar dönelim. Suriye’nin iklim, doğal kaynaklar ve jeostratejik açıdan en önemli bölümü Batı Suriye olup, hatta rejimin ayakta kalmasının en temel nedeni de ülkenin Doğu Akdeniz’e sahili oluşudur. Buradan yola çıkarak, Suriye Doğu Akdeniz’deki bu avantajını kullanacak ve bu bölgenin hidrokarbon denklemine Rusya desteği ile dahil olacaktır denilebilir.
Diğer taraftan Orta Doğu’da beklemediği kadar derin bir rol kapan Rusya ise Suriye’nin Münhasır Ekonomik Bölgesinde Suriye ile birlikte çalışarak Doğu Akdeniz’e gazpolitik üzerinden de yerleşme şansını kaçırmayacaktır. Böylece Orta Doğu Akdeniz’in en etkili aktörlerinden biri olacaktır.
YENİ BİR ORTADOĞU-AKDENİZ OLUŞUYOR
Suriye’nin yeni Orta Doğu Akdeniz’de Rusya’nın desteğiyle petrol ve doğalgaz zengini bir ülke olarak yeniden ortaya çıkması hiç de uzak bir ihtimal değildir. Bu durum bölgedeki kanlı vekalet savaşlarının daha iyi anlaşılmasını sağlayacağı gibi bölgenin Enerji Jeopolitiğinde bugüne kadar pek sözü edilmeyen yeni bir güvenlik dengesini de ortaya çıkarabilir.
Özet olarak; bölgedeki tüm gelişmeler Orta Doğu ile Doğu Akdeniz’in geleceklerinin çakıştığını ve yeni bir Orta Doğu Akdeniz oluştuğunu ortaya koyuyor.
Kıbrıs ise bu bölgede oluşan Yeni Enerji Jeopolitiğinin merkezi durumunda .
Hep söylerim ve yazarım; Doğu Akdeniz bizleri şaşırtacak daha birçok gelişmeyi bünyesinde taşıyor. Bunlar ortaya çıktığında kaybetmemek için Doğu Akdeniz’i çok iyi okumalı ,dikkatli takip etmeli ve sürprizlere hazırlıklı olmalıyız.
Dursun YILDIZ – Enerji Günlüğü