Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koç, dönem dönem inişler olduğunu, şu anda bunlardan birinin yaşandığını belirterek, “Önemli olan sıkıntılı dönemdeki süreci minimum tahribatla en kısa sürede atlatabilmek” dedi.
Koç, Almanya’da gazetecilerle bir araya gelerek Türkiye ekonomisine ilişkin son dönemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Koç, mart ayından bu yana gelişmekte olan ülke ekonomileri üzerinde bir baskı olduğunu, ticaret savaşı ve ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faizleri artırmasına yönelik endişeler bulunduğunu söyledi.
“Yıllarca sokaktaki simitçi bile Fed faiz arttıracak artırmayacak tartışmaları yapıyordu, o da artırma dönemine girdi” diyen Koç, Rusya, Güney Amerika ve Güney Afrika gibi ülkelerde varlık değerlerinin düştüğünü, kurların yükseldiğini, bu durumun nisandan sonra da Türkiye’yi de etkilemeye başladığını ifade etti.
Risk algısı arttı
Koç, bu dönemde hem gelişmekte olan ülkelerle ilgili risk iştahının azaldığını hem de Türkiye’ye has durumlar ortaya çıktığını aktararak, “Ülkemizde seçim ortamının olması, başta Suriye olmak üzere yakın coğrafyamızdaki jeopolitik konular, Türkiye ile ilgili risk algısını bir nebze daha fazla artırdı. Hem iştah azaldı gelişmekte olan ülkelere hem de kendi ülkemiz özelinde de risk algısı arttı” dedi.
Geç kalındı
Yine de buna rağmen Türkiye’nin iyi götürdüğünü, yılın ilk yarısında büyüme oranlarının hatırı sayılır yakışıklı bir seviyede olduğunu vurgulayan Ali Koç, şunları kaydetti: “Bence gerek Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), gerek ekonomi yönetimi olsun nisandan sonra beklenen tepki ve refleksleri veremedi veya vermekte bir nebze geç kaldı. Temmuz ve bilhassa ağustosta kurların yükselmesiyle endişelerimiz normale göre çok arttı.
Kurlar, enflasyonu da etkiledi. Şu an ekonomik kriz var diyecek bir durum olmayabilir de ancak geldiğimiz noktada, Türk özel sektörünün içinde bulunduğu borç yapılanması açısından, bunun ne kadarı döviz ne kadarı TL, ne kadarı uzun ne kadarı kısa vadeli diye baktığımızda endişelenmemek mümkün değil. Buna mukabil, kamu borçlanması açısından birçok ülkeden çok daha iyi konumdayız. Orada ekonomik sıkıntılar arttığı zaman cevap verecek cephaneliğimiz var. Her şeye rağmen bankacılık sektörünün de en az şu an için sağlam olduğunu düşünürsek, doğru ekonomik koordinasyonu sağlayıp, doğru hamleleri yaparsak içinde bulunduğumuz endişeli durumdan minimum tahribatla en kısa zamanda çıkabilecek yeteneğe de sahip olduğumuzu düşünüyorum.”
Cephaneliğimiz var
Türkiye’nin kamu borçlanması tarafında iyi durumda olduğunu ama buna mukabil özel sektör borçlanmasında da bir o kadar ters tarafta olduğuna işaret eden Koç, “Türkiye 15 yıldır öyle ya da böyle serbest piyasa ekonomisine dünya ticaretine tamamen entegre olmuş bir ülke. Bunun sayesinde de hem ticaret hacmimiz çok arttı hem de çektiğimiz yabancı sermaye çok arttı. Şu an biraz çıkıştan iniş dersek, her çıkışın bir inişi de vardır, önemli olan sıkıntılı dönemdeki süreci minimum tahribatla en kısa sürede atlatabilmek. Bunu da atlatabilecek cephanelik diyelim şartlar diyelim sahip olduğumuzu düşünüyorum. Bizim ülkemiz genç dinamik bir ülke, demografik olarak avantajlı sayabileceğimiz ama demografik olarak da tehlikeli sayabileceğimiz bir noktadayız. Bunlara iş sağlamak durumundayız” diye konuştu.
Hepimiz aynı gemideyiz
Koç, grup olarak dönemsel hareketlere bakarak yatırım yapmadıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: “Türkiye’nin potansiyeline inanıyoruz ve uzun vadeli yatırımlar yapıyoruz. Son 3 yıldır da otomotiv sektöründe rekor üstüne rekor kırıyoruz. Şu an yaşadığımız sürecin üzerinden henüz 3 ay bile geçmedi. Bu dönemin, gerek Tofaş gerek Ford Otosan tarafında uzun vadeli yatırımlarımızı etkileyecek bir unsur olmadığını vurgulamak istiyorum. Biz grup olarak iyi durumdayız ama bizim iyi olmamız yeterli değil. Sonuçta bizim yatırımlarımızın ve kazancımız çoğu ülkemizde. Hepimiz de aynı gemideyiz. İşler toparlanmazsa biz belki başkalarına göre daha az etkileniriz. Çünkü bilançolarımız, borçlanma seviyelerimiz daha sağlıklı. Ama hepimiz etkileniriz bu işten” diye konuştu. Ali Koç, Koç Grubu iş yapış kültürü olarak zaman zaman da tenkit edildiklerini, çok daha ihtiyatlı braz daha az risk alan konumda olan bir grup olduklarını ifade etti.
Güvenli ülke imajı şart
Türkiye’nin büyüme hedeflerini tutturması için finansmana ve kaynağa ihtiyaç duyduğunu aktaran Koç Holding Başkan Vekili Ali Koç, şu değerlendirmelerde bulundu: “Tasarruf oranlarımız düşük olduğu için bu kaynak ne yazık ki ülkemizde yok. Bu kaynak da ülkemizde olmadığı için, en azından yurtdışı kaynaklara bağımlıyız. O yüzden de Türkiye’nin şu an yatırım yapma konusunda güvenilir bir ülke imajı vermesi gerekiyor. Bunu da iki türlü yapabiliyorsunuz. Bir tarafta ekonomik şart ve politikalar, öngörülebilirlik, regülasyon kurumlarının ve yargının iyi çalışması var, diğer tarafta da uluslararası ilişkileriniz var. Her türlü milli çıkar ve hassasiyetlerimizi unutmadan bu iki alanda dengeyi sağlamamız gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Işık var
Türkiye’nin geleceğine bakıldığında yatırımcıya büyük potansiyel sunduğunu belirterek, “Demografik yapısı, otomotiv ve beyaz eşya dahil birçok sektörde penetrasyon seviyelerinin bırakın gelişmiş ülkeleri, muadil ülkelerden bile düşük seviyelerde olması, ülkenin coğrafi konumu başta olmak üzere, her anlamda baktığınızda geleceğe dair tünelin sonunda ışık var. Önemli olan yatırımlar açısından güvenilir bir ülke olmamız lazım” diye konuştu.
Koç, Türkiye’nin ileriye dönük hızlı büyüyeceğine ve büyüme rakamlarının yüksek seviyelere erişeceğine emin olduğunu anlatarak, “Ancak şu an bence büyümeden daha çok bir dengeleme üzerine odaklanmamız lazım. Bunu da yapabilecek beceri ve kabiliyete sahip olduğumuzu, en kısa zamanda gerçekleştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Biz bir işi yaparken, bir yatırıma atılırken, bir işbirliğine hazırlanırken hep en kötü senaryoya göre yaparız. Şimdi içinde bulunduğumuz durumda da hem karşı karşıya kaldığımız sorunlu durumları adreslemek için hem de ileriye dönük planlarımızı yaptığımız zaman en kötü koşulları göz önünde bulundurarak hamle yapmamız gerektiğini düşünüyorum” ifadesini kullandı.
Kurdan etkileniyoruz
Ali Koç , “Bizim şirketlerimizin borçlanması için net kurallar var. Koç Holding finansman direktörlüğünden şirketlerimize uygulanan kurallar var. Bunlardan biri borçlanmayla ilgili. EBIDA (faiz, vergi ve amortisman öncesi gelir) seviyemizin 3 mislinden fazla hiçbir şirketimiz borçlanamıyor.Tabii ki kurdan dolayı etkileniyoruz ama bilanço ve borçlanma seviyelerimiz daha sağlıklı olduğu için diğer şirketlere göre bu etki nispeten daha az oluyor” dedi. Türkiye’deki sıkıntılardan bir tanesinin 1 lira döviz geliri olmayıp dövizle borçlanan şirketlerde olduğuna işaret eden Koç, “O yüzden biz bugün içinde bulunduğumuz noktaya baktığımız zaman bilanço yapmız olarak rezerveler olarak iyi durumdayız. Unutmayın ki mayısta bankamıza 1 milyar dolar sermaye koyduk. Mayıs ayında da bazı sinyaller vardı. Bu da sadece Koç Holding’in mali yapısıyla alakalı değil, ülkemizin geleceğine olan güven ve ülke ekonomisinin potansiyeline olan inançla da alakalı. Mali açıdan iyi durumdayız, orta ve uzun vadeli yatırımlarımızı etkileyecek hiçbir unsur yok. Yarın belki yatırım yapıyor olsan belki dur bakalım deriz” ifadesini kullandı.