Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın ev sahipliğinde düzenlenen KKTC Su ve Toprak Kaynakları Master Planı Açılış Toplantısı Lefkoşa’da Concorde Tower’da yapıldı. Proje ile KKTC’nin toprak ve su kaynaklarının 50 yıllık planı hazırlanacak.
Toplantıya, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Başbakan Ünal Üstel, TC Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Osman Aytaç, Ana Muhalefet CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, bakanlar, bazı milletvekilleri, ilgili sektör temsilcileri ve diğer yetkililer katıldı.
Toplantıda açılış konuşmalarını, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Başbakan Ünal Üstel, TC Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş yaptı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yaptığı konuşmada, böyle bir toplantıda bulunmaktan duyduğu mutluluğu ifade ederek, tüm bu çalışmaların aşama aşama KKTC’nin Türk Dünyası ile entegrasyonunu sağlayacağını ve ülke potansiyelinin yakalanmasının önünü açacağını kaydetti.
Böyle bir projenin sadece para ile yapılamayacağını, “hayal olduğu” gerekçesiyle hiçbir finans kuruluşunun ya da Dünya Bankası’nın bu projenin yapılmasına geçit vermeyeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin tecrübeleri, uzmanlarının dehasının yanında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu iradenin önemini vurguladı.
2015 yılında tamamlanan “Asrın Projesi”nin gerçekleştirilmesi aşamasında yaşanan zorluklara da değinen Tatar, 1960’lı yıllarda bu konunun yine gündeme geldiğini, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Savunma Bakanı olan Osman Örek’in, o zaman Makarios’un “Biz Türk suyu içmeyiz” şeklinde yanıt verdiğini kendilerine aktardığını anlattı.
Tatar, Cumhurbaşkanı olarak kendisinin de Türkiye Cumhuriyeti’nin de desteğiyle, karşı tarafa, Türkiye’de var olan hatlarla elektriğin enterkonnekte olarak AB ile bağlanması önerisinde bulunduğunu, ardından Güney Kıbrıs’la gelen suyu paylaşabileceklerini ilettiğini ancak bu önerilere yanıt bile alamadıklarını kaydederek, “Bizi muhatap bile kabul etmek istemiyorlar. Bu anlayışla Kıbrıs sorununa bir çözüm bulmanın ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyoruz” dedi.
Tatar, söz konusu Master Plan ile verimliliği artırma, sınırlı kaynakları en iyi şekilde kullanma ve rekabette daha iyi bir noktaya gelme konusunda büyük gelişmeler yaşanacağına inanç belirterek, Kıbrıs Türk halkının 1571’den beri bu ülkede çiftçiliği, hayvancılığı, ziraatı benimseyen bir halk olduğunu belirtti ve şu anda da bu sektörden on binlerce kişinin ekmeğini kazandığını anımsattı.
Yapılan tüm bu çalışmalar sayesinde ülkenin geleceğine bir köprü kurulduğunu ve müreffeh yarınlara dair bir umut belirdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı, Kıbrıs Türk halkının tüm bunları başarabilen bir halk olduğunu ve bu halktan girişimci ve aydın birçok kişinin yetiştiğini belirtti.
Tatar, bu çalışmaların altyapısının yıllar önce atıldığını hatırlatarak, ülkede ve Türkiye’de tüm bu süreçte emeği geçenleri andı.
TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz da yaptığı konuşmada, projenin çok kritik bir proje olduğuna vurgu yaptı.
Tarım ve gıda sektörünün stratejik sektörler olduğunun altını çizen Yılmaz, bunların modası hiçbir zaman geçmeyecek sektörler olduğuna dikkat çekti. İnsanlık tarihine de bakıldığında sanayi devriminden önce tarım devrimi olduğuna işaret eden Yılmaz, “Tarımda ileri giden toplumlar, tarımsal verimliliği artıran toplumlar, sanayileşmede de çok daha hızlı yol almışlardır. Dolayısıyla tarım ve gıda hiçbir zaman ihmal edilebilecek bir alan değil, çok kıymetli bir alan” diye konuştu.
Son dönemlerde küresel iklim değişikliği, Covid-19 gibi bulaşıcı hastalıkların, Ukrayna-Rusya savaşı gibi jeopolitik gerilimlerin, tarımın, gıdanın stratejik yönünü çok daha güçlü bir şekilde ortaya koyduğunu ifade eden TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Öyle ortamlar yaşadı ki dünyamız paranızla bile belli imkanları bulamaz hale geldiniz. Gelecekte de bu anlamda ciddi meydan okumalarla karşı karşıya olduğumuz açıktır” dedi.
Tarımda, gıdada arz güvenliğini, belli bir yeterlilik düzeyini sağlamanın hayati bir unsur olduğunu vurgulayan Yılmaz, bu bilinçle ve farkındalıkla projeye yaklaşmak gerektiğini kaydetti.
Bilginin, bilimin, planlı, programlı çalışmanın önemini de belirten Cevdet Yılmaz, “Elbette iyi niyetle birçok proje yapabilirsiniz, faaliyet yürütebilirsiniz ama bu faaliyetlerin bu projelerin sonuca ulaşması, etkili olması için planlı programlı çalışmak son derece kıymetli” dedi.
TC-KKTC Tarım Bakanlıkları şahsında böyle bir projeyi oluşturan, emeği geçen herkesi kutlayan ve teşekkür eden Cevdet Yılmaz, bu projeyi gerçekleştirmekle KKTC’de toprağı, suyu daha iyi tanıyacaklarını, geleceğe dönük projeksiyonlar yapacaklarını söyledi. Bir taraftan afet risklerini tespit edip, onları engellerken, diğer taraftan su potansiyeline göre bitki deseni oluşturacaklarını belirten TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, yenilenebilen enerji ile tarım politikalarını entegre edeceklerini kaydetti.
Teknik çalışmaların ve bilimsel verilerin yanı sıra ortak akılla hareket etmenin de çok kıymetli olduğunu vurgulayan Yılmaz, proje kapsamında özellikle KKTC’deki çiftçiler, tarım sektörünün paydaşlarıyla yararlı istişareler yapılacağına inanç belirtti. Katılımcı bir anlayışıyla paydaşların, bakış açıları, fikirleri, beklentileri, ihtiyaçlarının programa yansıyacağını ifade eden Cevdet Yılmaz, Türkiye ile KKTC’nin planlı, programlı bir şekilde iş birliği yürüteceğini söyledi. Yılmaz, Master Planı sonrasında da planı, programı destekleyici çeşitli projelerle de çok daha verimli bir yapı oluşacağını kaydetti.
Projeye katkıda bulunan herkese şükranlarını sunan TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Devlet Su İşleri ve KKTC’deki kurumlara da teşekkür etti. Yılmaz, “Bu anlayışıyla Türkiye’de ve KKTC’de planlı, altyapısı iyi çalışılmış bir tarımı geliştireceğiz” şeklinde konuştu.
Tarımsal üretim artışının gıda sektörü başta olmak üzere sanayileşmeye, ticarete güç vereceğini ifade eden Yılmaz, çiftçinin artan gelirinin ekonomiyi büyüteceğini, canlandıracağını söyledi.
Başbakan Ünal Üstel de konuşmasında, “Su hayattır. Su yoksa hayat da yoktur” diyerek, suyun tüm insanlık ve canlılar için yaşamsal bir ihtiyaç olduğuna vurgu yaptı.
Kurak bir ada ülkesi olan ülkenin yüzyıllardır susuzlukla boğuşmak zorunda kaldığını dile getiren Üstel, bu nedenlerden dolayı, su meselesinin, tarih boyunca Kıbrıs adasının en öncelikli konuları arasında yer aldığını belirtti.
Türkiye’den su getirilmesi projesinin 1960’lı yıllarda ilk kez yüksek sesle dile getirilmeye başlandığını, 1980’li yıllarda siyasal bir söylem haline dönüştüğünü, 1990’lı yıllarda balonla denendiğini ancak sürdürülemediğini ifade eden Üstel, borularla su getirilmesi projesinin ilk kez 2009 yılında tek başına iktidarda oldukları bir dönemde hükümet programlarında yer aldığını anlattı. Projenin, 2012 yılında iktidarları döneminde temeli atıldığını, 2015 yılında ilk etaplarının tamamlandığını ve hayata geçirilen en yaşamsal projelerden biri olduğunu vurgulayan Üstel, “Zaman bu projeye karşı çıkanları değil, bizim gibi projenin hayata geçirilmesini savunanları haklı çıkarmıştır” dedi.
Üstel, projenin kullanma suyu etabından sonra ikinci en büyük etabı olan tarımsal sulama etabının ilk aşamalarının tamamlandığını görmekten sadece bir başbakan olarak değil, bir Kıbrıs Türkü olarak büyük bir heyecan ve mutluluk duyduğunu ifade etti.
Asrın Projesi diye adlandırılan bu dev projenin, asla gerçekleşemez diyenlerin aksine etap etap gerçekleştiğine dikkat çeken Başbakan Üstel, hayallerin gerçeğe dönüşmesinde önemli bir pay sahibi olan TC Cumhurbaşkanı Erdoğan ile TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetine teşekkür etti.