Ülke genelindeki barajların tamamına yakınında toplanan içme suyu miktarları geçen seneye göre büyük düşüşler gösterdi.
Birçok barajda su seviyeleri kapasitenin yüzde 10’a kadar geriledi.
Rum basını barajlardaki doluluk oranındaki trajik düşüşleri “kâbus gibi” diye nitelendirmeye başladı.
Rum yetkililere göre, 290 milyon metreküp toplam su depolama imkanına sahip Güney Kıbrıs’taki barajlarda şu ancak 98,7 milyon depolanmış su bulunuyor.
Güney Kıbrıs’taki büyük barajlardan biri olan ve geçen yıl 57,6 doluluk oranına sahip Kalopanayoti Barajı’nda ağustos ayı itibarıyla doluluk oranı yüzde 10’a gerilemesi su krizinin ne kadar ileri boyutlarda olduğunu göstermeye yetiyor.
Sonbahar ve kışın geçen sene gibi kurak geçme ihtimali Rum yetkilileri kara kara düşündürüyor.
Baf kentinde arıtma suyunun artık ihtiyacı karşılamaması felaket senaryolarını da beraberinde getirdi.
100 bini geçkin nüfusu ile Limasol ve Larnaka kentlerinde de durum Baf’tan farklı değil.
Sık sık kesintilerin yaşandığı Güney Kıbrıs’ta yetkililer halka devamlı az su kullanımı konusunda tavsiyelerde bulunuyorlar.
Denizden su arıtma çare olmuyor
Güney Kıbrıs’ta 2008 yılından beri ciddi anlamdaki su sıkıntısı her yaz gündeme geliyor.
Hükumetin denizden su arıtarak kullanıma sunması ve tuzlu su arıtma tesislerini arttırma çabaları Rumların derdine çare olmuyor.
Kuraklık dönemlerinde ilk tarımsal sulamaya sınırlandırma getirilmesi son 16 yıldır çiftçilerin tepkisini çekiyor.
Birçok çiftçi örgütü, hükümetleri turizme önem vererek tarımı geri plana atmak ve bu alana yatırım yapmamakla suçluyor.
Kuzey’in su sıkıntısı yok
Türkiye’den gelen suyun deniz altından boru hattı ile taşınması sebebiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) zaman zaman su kesintileri yaşansa da içme suyu sorunu bulunmuyor.
Mersin’den gelen suyun, zaman zaman miktarındaki azalışlara rağmen KKTC Hükümeti suyu daha çok tarım arazisi ile buluşturmak için yeni boru hatlarını döşemeye devam ediyor.
10 yıl önce kurak geçen mevsimleri Güney Kıbrıs’tan daha fazla hisseden KKTC’nin su ihtiyacı, Türkiye tarafından 2015’te Ada’ya su verilmesi ile birlikte tarih oldu.
Türkiye’den gelen suya rağmen ülke genelinde su kaynaklarını arttırmak isteyen KKTC Hükümeti Beşparmak Dağları’nda yaptığı sondajda Çatalköy’de ülke tarihinin en büyük su kaynağını keşfetti.
KKTC Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu, Jeoloji ve Maden Dairesi ekiplerinin yaklaşık bir aydır sürdürdüğü çalışmalarla Beşparmak Dağları’nın eteklerinde saate 80 tona kadar su elde edilen bir kaynağı bulduklarını bildirdi.
Ataoğlu, benzer sondajlara Girne ve Lapta tarafında devam edeceklerini aktararak su kaynaklarını çeşitlendirme konusunda kararlı olduklarını söyledi.
En kısa yol KKTC’den su temini
Kıbrıs Adası’nın Güneyinde yaşanan ciddi su sıkıntısı 2008 yılında baş gösterdiğinde KKTC’de kriz daha derinden hissediliyordu.
O dönemde Güney Kıbrıs, Yunanistan’dan tanker gemiler ile su taşımayı denedi.
Tankerler ile su taşıma sistemi doğru düzgün yürümediği gibi krize sadece az bir süre için sona erdirebildi.
Güney Kıbrıs’ın bazı koşulları yerine getirmemesi nedeniyle tanker firması “Oceans Tankers”e 7 milyon euro ödedi.
Sadece tankerle su taşımanın Güney Kıbrıs’a maliyeti 16 yıl önce 50 milyon euro civarında gerçekleşti.
Rum kamuoyunda bugünlerde çok dillendirilmeyen fakat zaman tartışılan konu KKTC üzerinden Türkiye’den gelen sudan faydalanmak.
Sonbaharda Kıbrıs’a eğer istenilen ölçülerde yağmur yağarsa KKTC üzerinden Türkiye’den su talep etme fikri gelecek yaza kadar rafa kaldırılacak fakat kuraklık olursa son çare olarak Rumlar konuyu tekrar tartışmaya başlayacak.