Yıllardan beridir ilgi bekleyen Alevkayası’ndaki Ermeni Kilisesi Sourp Magar’ın son hali tam bir felaket…
Yeni Bakış gazetesinde yer alan habere göre; Beşparmak Dağları, Alevkayası Bölgesinde bulunan tarihi Ermeni Kilisesi bakımsızlıktan yıkılmak üzere. Yapımı yaklaşık IX’ncu yüzyıla dayanan tarihi kilisenin her yanı pislik içerisinde ve bazı duvarları yıkılmış bazı duvarları ise yıkılmak üzere.
Gerekli bakım ve onarımı yapılması halinde ilgi görmesi oldukça muhtemel olan Sourp Magar Kilisesi ülkemiz turizmine büyük artı katacak potansiyele de sahip.
Turizme kazandırılabilir
1997 yılında özel bir şahsa turistik tesis yapması için kiralanan tesis bir süre bu amaçla kullanılmış ancak kira sözleşmesi 2005 yılında fesh edilmişti. Bu tarihten itibaren hiçbir kurumun ilgi göstermediği bu tarihi yapı Turizm Bakanlığı’nın ilgisini bekliyor. Hem bulunduğu yer, hem tarihi hem de Ermeniler için oldukça önemli olan bu tarihi eserin düzenlenmesi halinde ülke turizmine büyük girdi sağlayacağı muhakkaktır.
Mısırlı Kıptiler tarafından inşa edildi
Alevkayası’ndaki Plataniotissa Ormanında bulunan ve Sourp Magar (Magaravank – kutsanmış aziz Makarios) adıyla bilinen manastır Aleksandria’da (İskenderiye) münzevi bir hayat yaşayan kutsanmış aziz Makarios’a (Macarius – M.S 306 – 395) adanmıştır. Rivayete göre bu aziz belli bir süre civardaki mağaralarda da inzivaya çekildiğinden, isim günü olan Mayıs ayının ilk Pazar günü manastırda anısına kutlamalar yapılmaktadır. Yaklaşık olarak IX’uncu yüzyılda Kıbrıs’ta sayıları az olan Mısırlı Hıristiyanlar (Kıpti-Koptik) tarafından inşa edilmiş, 1425 yılında ise Ermeni kilisesinin eline geçmiştir. Çok uzun yıllar dünyada, özellikle de Suriye, Lübnan, Ermenistan ve Kıbrıs’ta yaşayan Ermenilerin dini bir merkezi ve önemli bir ziyaret yeriydi. Osmanlı döneminde (1571 – 1878) kapı ile pencerelerinin renginden dolayı ‘Mavi Manastır’ adıyla bilinmekteydi.
1642 yılında tapusu Osmanlı İdaresi tarafından Ermeni kilisesine vermiş ve bu tapu 1660 ile 1701 yıllarında yenilenirken vergiden de muaf tutulmuştur.
Bu nedenle 1650-1750 yılları arasında altın çağını yaşadığı kabul edilmektedir. Deniz seviyesinden yaklaşık 530 metre yükseklikte bulunan manastırın denize kadar uzanan yaklaşık 8500-9000 dönüm arazisi bulunurken, buna 1 kilometre uzunluğundaki sahil şeridi de dahildi. 1974 öncesi bu arazilerde Ermeni Piskoposluğuna yılda 8000 Kıbrıs lirası gelir getiren 30.000 zeytin ile harnıp ağacı bulunmaktaydı.
Manastır 1734-1735, 1814 ve 1947-1949 yıllarında büyük oranda yenilenmiştir.
1814 yılında orta avluya bir kilise yapılırken, çan kulesi ise 1926 yılında yapılır. Bir zamanlar burada tarihi, dini ve milli değere haiz el yazması birçok kitap bulunmaktaydı. Kitapların en eskisi 1202 yılına, en yenisi ise 1740 yılına aitti. 1947 yılında bunların 56 tanesi Lübnan’daki Antelias kentinde bulunan ‘Kilikya Katolik Evi’ne götürülmüştür.Yaz aylarında Kilikya’dan gelen Katolik patrikler ile papazların bir dinlenme ve tedavi merkeziydi. Ayrıca yaz aylarında buraya tatil ve dinlenme amacıyla bazı Kıbrıslı Ermeni aileler de gelirlerdi. Melkonian Eğitim Enstitüsü öğrencileri ile Ermeni izciler manastır çevresinde kamp kurarlardı.
Aziz Makarios’un isim günü olan Mayıs ayının ilk Pazar günü ise hemen hemen tüm Ermenilerin bir buluşma yeriydi. Bu günde HERİSA adıyla bilinen Herse yapılıp gelenlere ikram edilirdi.
1974 sonrası geleneksel yıllık ziyaretler kesilmiş olmasına karşın, 2007 yılından itibaren yeniden yığınlar halinde ziyaret edilmeye başlanmıştır.