“AB’nin Antidamping Uygulaması
Ticaretin Önünde Engel Teşkil Ediyor”
İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu AB’nin bazı çelik ürünlerin yönelik antidamping uygulaması hakkında açıklamalarda bulundu. Başkan Zeytinoğlu uygulanmaya başlanan antidamping vergisinin gümrük birliği ile demir ve çelik ürünlerinde serbest ticareti öngören Türkiye-AKÇT Serbest Ticaret Anlaşması’na da aykırı olduğunu belirtti. Başkan Zeytinoğlu şunları söyledi:
“Avrupa Komisyonu, Avrupa Çelik Üreticileri Birliği (EUROFER)’nin şikâyeti üzerinde bir soruşturma başlatmıştı. Bunun sonucu olarak 11 Ağustos 2022 itibarıyla AB’nin Türkiye ve Rusya’dan ithal ettiği bazı yassı haddelenmiş demir çelik ürünlerine %2,4 ve %37,4 arasında antidamping vergisi uygulanmaya başlandı. Daha önce de AB’nin DTÖ’ye yaptığı şikâyet üzerine oluşturulan panel ilaç sektöründe ithal ürünlere yönelik ayrımcılık gerekçesi ile Türkiye aleyhine bir karar vererek, AB’yi haklı bulmuştu. Türkiye’deki sanayici ve üreticilere karşı alınan bu tür antidamping önlemleri rekabet gücünü zedeliyor. Türkiye’nin AB pazarındaki ihracatını sınırlıyor. AB Türkiye’nin ihracatında yarıya yakın bir yer tutsa da AB’nin Türkiye’den yaptığı ithalat %3,6’larda seyrediyor. Bu oranın artması için gümrük birliğinin işleyişindeki sorunların giderilmesi, hizmetler ve tarım gibi sektörlere genişletilmesi önem taşıyor. AB ile ilişkilerimizin bütün olarak onarılması, iyileştirilmesi ve bu kapsamda gümrük birliğinin güncellenme sürecinin bir an önce ele alınması gerekli. İş dünyası olarak AB ile ticarette karşılaştığımız sorunların çözümüne büyük önem veriyoruz. Ancak süreç 2016’dan beri sürüncemede kalmaya devam ediyor. Ticarette yaşanan teknik sorunların aşılması ve gümrük birliğinin güncellenme sürecinin başlatılması Türkiye’nin yeşil mutabakata uyumu açısından da kritik.”
İKV Başkanı Zeytinoğlu, sözlerine Avrupa ekonomisindeki gelişmelere değinerek devam etti ve ilişkilerinin canlandırılmasının neden daha da önemli olduğunu açıkladı:
“Son dönemde Rusya-Ukrayna savaşının getirdiği zorluklar, artan enerji fiyatları, enflasyon ve durgunluk AB’yi zorluyor. Başta Almanya olmak üzere Üye Devletler artan girdi fiyatlarının üretim ve verimliliğe etkisi konusunda endişeliler. Bu durum da korumacı eğilimleri güçlendiriyor. Rekabetçi kur ile AB’ye yaptığı ihracatı artıran Türkiye’ye karşı korunma önlemleri giderek daha fazla gündeme gelebilir. Bunun önünü alabilmek için var olan ticari ilişkilerimizi çağın gereklerine göre güncellemek ve modernize etmek en önemli öncelik olmalı. Ayrıca sadece AB için değil tüm dünya için en başta gelen gündem olan yeşil ve dijital dönüşümlere uyum da Türkiye-AB ilişkilerinde hak ettiği yeri bulmalı. Küresel emisyonların yaklaşık %68’ini gidermesi beklenen yeşil hidrojen gibi yenilenebilir enerji kaynaklarında Türkiye’nin önemli rol oynaması mümkün. Rüzgâr ve güneş enerjisinin sıvı yeşil hidrojen olarak depolanması ve boru hatları ile iletilmesi Avrupa’nın enerji sorunu açısından da önemli. Bu tür iş birlikleri ve ortaklıklar Türkiye-AB ilişkilerinin güncellenmesinde büyük rol oynayabilir”.
Son olarak Başkan Zeytinoğlu, iş dünyasının Türkiye-AB ilişkilerinin canlandırılmasına verdiği desteği vurguladı ve sözlerini şöyle tamamladı:
“Nihai hedefimiz tam üyelik olmaya devam ediyor. Ancak tam üyelik müzakerelerinin durmuş olması ilişkilerde son altı yıldır bir zemin kaybına yol açtı. AB ile ilişkilerimizin canlandırılması için başta hukuk devleti olmak üzere AB kriterlerine yönelik reformlara yeniden hız vererek ilişkileri onarmak için çaba sarf etmeliyiz. Rusya-Ukrayna savaşı Türkiye’nin Avrupa için önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye tahıl anlaşmasında olduğu gibi önemli diplomatik roller oynadı. Rusya ve Ukrayna ile aynı anda konuşabildi. Türkiye’nin diplomatik başarıları ve bölgesel gücü ülkemizin önemli artıları arasında yer alıyor. Bunun yanında ekonominin daha iyi işlemesi ve refah seviyesinin yükselmesi ise ticarete ve yabancı yatırımlara bağlı. Bu açıdan AB’nin önemi kaçınılmaz. İş dünyamız AB ile ilişkilerin canlandırılması, ticarette karşılaşılan sorunlar, taşımacılıkta uygulanan kotalar ve vize sorunu gibi meselelerin aşılması için AB gündemine yoğunlaşılmasını destekliyor”.