Alkollü içkideki vergi artışı hem kaçak üretim yüzünden ölümleri artırarak sağlığı hem de turizmden tarıma ekosistemi tehdit ediyor.

Türkiye bütçesinin bağımlı olduğu iki temel alan var: Çalışanların gelirlerinden ve alkolden alınan vergiler. Alkollü içkiler şimdiki iktidarın ideolojik olarak karşı durduğu bir alan. Herhalde gönül rahatlığı ile vergi artışı yaptığı yegâne alan da bu olsa gerek. Ocak ayı itibarıyla rakı, viski, votka gibi alkol derecesi yüksek içkilerden alınan özel tüketim vergisi (ÖTV) yüzde 17.07 oranında artırıldı.

Bugün bir şişe rakının fiyatının yüzde 82.5’ini vergiler oluşturuyor. Vergi artışları nedeniyle “milli içki” rakıda resmi tüketim 10 yılda 46 milyon litreden 27 milyona gerilemiş durumda. Resmi tüketim yarı yarıya azalıyor ama iktidarın istediği gibi tüketim düşmüyor. Aksine merdiven altı işletmelerde ve evlerde yapılan kaçak rakı üretimi artıyor. Bu alanda devletin son 10 yıldaki vergi kaybının 2.5 milyar TL olduğu dile getiriliyor. Bir yandan da Türkiye’nin gündeminde sahte içki üretiminden kaynaklanan ölümler var. Bu ölümler artıyor ve durum artık bir sağlık sorununa dönüşüyor.

Oysa eski Turizm bakanlarından Bahattin Yücel’in dediği gibi, “Alkol sadece alkol değil.” “Tarım, vergi, dış ticaret, turizm” ekosisteminin içinde önemli bir unsur. Alkol demek tarımsal üretim de demek. Bağcılık, anason üretimi demek. Politik tercihler nedeniyle Türkiye’de anason üretimi 10 yılda 10 bin tondan 4 bin 500 tona inmiş. Alkollü içkilerin en fazla kullanıldığı alan olan turizm ve yeme içme sektörü ise Türkiye istihdamının yüzde 10’unu sağlıyor. Pandemi ile birlikte 8 milyona yakın kişinin işini kaybetme tehlikesi yaşadığı sektörde bu vergiler de yeni bir maliyet artışı ve müşterinin azalması demek.

Mey Diageo İçki CEO’su Levent Kömür, vergi oranlarının artmasından faydalananların sahte içki üretenler olduğunu söylüyor. 48 milyon litreye kadar çıkan rakı üretiminin yarı yarıya düştüğünü belirten Kömür, bu sürede anason ve üzüm üreticisine yaptıkları ödemenin de 250 milyon TL azaldığını belirtiyor.

ÜRETİCİ KAYBETTİ

Kaçak rakı üretiminde anason değil etil alkol tüketiliyor. Kömür, pancardan üretilen etil alkolün Türkiye’de çok fazla üretilmediği için ithal edildiğini söylüyor. Ve “Polonyalı çiftçiyi finanse ediyoruz” uyarısını yapıyor. Kömür’ün dikkat çektiği asıl konu ise ölümler: “Asıl sağlık açısından üzülüyoruz. İçen sayısı azalmadığı için fiyat yüzünden kalitesiz ve sahte içki tüketimi artıyor. Bu da insanların yaşamını yitirmesi demek.”

Bugünkü ortamda yazarken bile çekindiğimiz rakı ve alkollü içkilere bir de yarattığı ekosistem açısından bakmak gerekmez mi?

PANDEMİDE DAYANIŞMA

Levent Kömür, pandeminin restoran, turistik tesisleri fena vurduğunu söylüyor. Tabii ki en fazla etkilenenler de çalışanlar. Bu süreçte birlikte çalıştıkları işletmelerle “dayanışma” içinde olduklarını anlatan Kömür, “Destek kelimesi doğru değil. Biz dayanışma içindeyiz. Çünkü mekânlar ayakta kalmalı. İlk kapanmada 100 milyon TL’lik alacağımızı öteledik. İkincisinde 70 milyon TL’lik öteleme daha yaptık” diyor.

VİSKİ TÜKETİMİ ARTIYOR

Bu arada Tekel’i satın alarak gelen Dieago, dünyanın en büyük viski üreticilerinden de biri. Türkiye’de viski tüketimi ise son dönemde hızla artıyor. Tüketim 10 yılda 1 milyondan 10 milyon litreye çıkmış durumda.

Rakı azalırken viskideki artışı ise şöyle yorumluyor: “Viski rakıdan ucuz hale geldi. Vergisi daha düşük. Bir de salgında tüketim alışkanlıklarında değişim yaşanıyor. Özellikle A ve B gelir grubu viskiye yöneliyor.”