Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Faiz Sucuoğlu, Türkiye-KKTC 2022 İktisadi ve Mali İş Birliği Anlaşması’na imza atmak için Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir araya geldi. İkili, anlaşmayı imzalamalarının ardından basın açıklaması yaptı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İktisadi ve Mali İş Birliği Anlaşması çerçevesinde Türkiye tarafından KKTC’ye 2021 yılında 2 milyar 623 milyon lira aktarıldığı bilgisini vererek, “Bu tutarın 1 milyar 454,6 milyon lirası altyapı ve reel sektör faaliyetleri için, 677 milyon lirası savunma ödemeleri için, 491,5 milyon lirası bütçe finansman desteği için aktarılmıştır. Bu kaynağın 1 milyar 833 milyon lirası harcamaya dönüşmüştür” dedi.

“KKTC’YE 2022 YILI İÇİN TOPLAM 4 MİLYAR 250 MİLYON LİRA KAYNAK AYIRDIK”

Oktay, anlaşmanın kamu yönetimi ve kamu maliyesi politikaları, ekonomi ve finans politikaları, sosyal politikalar ve savunma, güvenlik ve adalet olmak üzere dört ana eksen üzerine odaklanmış politikaları içerdiğini belirterek, “Sivil toplumun desteklenmesi, istihdam, sağlık, sosyal politikalar, eğitim, yükseköğretim, ulaştırma ve enerji altyapısının takviye edilmesi, tarımsal üretimin artırılması ve kırsal kalkınmanın geliştirilmesi, çevre, şehircilik ve iklim değişikliği, istatistik, bilişim ve teknoloji altyapısının daha da geliştirilerek sağlamlaştırılması anlaşmamızda ön plana çıkan hususlardır.

Bu vesileyle ağırlıkla hibe ve bir kısmı da kredi olarak KKTC’ye 2022 yılı için toplam 4 milyar 250 milyon lira kaynak ayırdık” diye konuştu.

KKTC halkına dünya standartlarında yatırım ve altyapı hizmeti sağlama vizyonu ve anlayışı ile yapılan yatırımları sıralayan Oktay, KKTC hükümetinden beklentilerinin popülist yaklaşımlardan uzak, yapısal ve sürdürülebilir politikaları hayata geçirmeleri olduğunu ifade etti.

“KIBRIS TÜRK HALKININ MÜZAKERE MASALARINDA KAYBEDECEK, AMBARGOLAR ALTINDA ZİYAN EDİLECEK BİR 50 YILI DAHA YOKTUR”

Kıbrıs adasında Kıbrıs meselesinin adil, kalıcı ve sürdürülebilir çözüme kavuşturulması için bugüne kadar yapıcı biçimde her türlü çabayı gösterenin Türk tarafı olduğunu söyleyen Oktay, “Ancak bu olumlu anlayış maalesef hiçbir dönemde Kıbrıs Rum kesimi tarafından karşılık görmemiştir. Kıbrıs Türk halkının müzakere masalarında kaybedecek, ambargolar altında ziyan edilecek bir 50 yılı daha yoktur” ifadelerini kullandı.

“MARAŞ AÇILIMI TAMAMEN ULUSLARARASI HUKUKA UYGUN ADIMLARDAN OLUŞUYOR”

Kıbrıs adasında iki eşit halkın ve iki eşit devletin olduğuna vurgu yapan Oktay, şöyle devam etti: “Bu nedenle Cenevre’de sunulan, adadaki iki tarafın egemen eşitliğine ve eşit uluslararası statüsüne dayalı çözüm, sahadaki gerçekleri tam olarak yansıtan en gerçekçi öneridir. Türkiye’nin bu öneriye desteği tamdır. Bu çözüm iradesinden geri adım atmamız söz konusu değildir.

KKTC makamlarının Maraş’ta attığı adımları ve bundan sonraki planlarını da aynı anlayışla destekliyoruz. Bu vesileyle bir kez daha Maraş açılımının tamamen uluslararası hukuka uygun adımlardan oluştuğunu, KKTC makamlarının yeni mağduriyetler oluşturulmasını değil, var olan mağduriyetlerin giderilmesini ve bölgenin ekonomik ve sosyal hayata yeniden kazandırılmasını amaçladığını vurgulamak isterim. Sahada ve masada bu kararlılığımızı test etmeye çalışanlar, KKTC ile Türkiye’yi karşılarında bulmaya devam edeceklerini bilsinler.”

Kamu yönetimi ve kamu maliyesi politikaları, ekonomi ve finans politikaları, sosyal politikalar ve savunma, güvenlik ve adalet olmak üzere dört ana eksen üzerine odaklanmış politikaları içeren anlaşma ile KKTC kamu kurum ve kuruluşlarının kurumsal kapasitelerinin güçlendirilmesi, geliştirilmesi, bütçe açığının önemli ölçüde giderilmesi, verimlilik çerçevesinde gelir artırıcı ve gider azaltıcı önlemlerin alınması ve savunma sektörünün ihtiyaçlarının karşılanması ile sanayi ve ticaretin geliştirilmesi hedefleniyor.

Yine anlaşma kapsamında sivil toplumun desteklenmesi, istihdam, sağlık, sosyal politikalar, eğitim, yükseköğretim, ulaştırma ve enerji altyapısının takviye edilmesi, tarımsal üretimin artırılması ve kırsal kalkınmanın geliştirilmesi, çevre, şehircilik ve iklim değişikliği, istatistik, bilişim ve teknoloji altyapısının daha da geliştirilerek sağlamlaştırılması da yer alıyor.