Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Bağnaz ezberlerin kuşatması yarılmadan yeni bir dönem başlatılamaz” dedi. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, İstanbul’da katıldığı “Çağımızın İkilemi (Teknoloji versus Politika)” Temalı 21. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde konuşma yaptı.
Akıncı konuşmasında, eskinin geleneksel ve durağan yaşayışı, teknolojinin merkezi bir konum edindiği andan itibaren yerini değişim odaklı dinamik bir döneme bıraktığını belirtti. Akıncı, “Dünyamız Rönesans birikiminin bilimsel devrime yol açmasından beri büyük bir hızla dönüyor. Bundan birkaç yüzyıl önce ‘icatlar çağı’nın kapısı aralandı ve bu kapıdan önce Endüstri Devrimi, arkasından Enformasyon Devrimi girdi” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, “İcatlar yüzyılı” olarak bilinen 19’uncu yüzyılda peş peşe ortaya çıkan teknolojik yeniliklerin, o dönemde yaşayanlar için etkileyici olduğu kadar anlaşılması güç ve sarsıcı olduğunu söyledi.
Akıncı, “Teknolojiyi; tıbbi gelişmenin, refah arayışının ve doğanın hizmetine sunmak yerine yıkıcı ve insanlıkla bağdaşmayan uygulamaların silahına dönüştürmek de bu çağın, üzerinde en çok durulması gereken sorunları arasında yer almaktadır” şeklinde devam etti.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, çağlar boyunca coğrafi konumundan kaynaklanan çalkantılar ve sancılar yaşayan, tarihi, kanlı savaşlarla yüklü olan Kıbrıs’ın medeniyetlerin kesişme ve uğrak yeri olarak aynı zamanda kültürlerin kaynaştığı, yeniliklere açık bir yer olduğunu söyledi.
Politik yaşamı boyunca gerek yerel, gerekse küresel ölçekte mümkün olan en geniş işbirliklerinin önemini anlatmaya çalıştığını ve bu işbirliklerinin sağlanması için çaba harcadığını kaydeden Akıncı, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olduktan sonra da hep Kıbrıs adasının akılcı bir işbirliği sayesinde bölgesinde yapıcı rol üstlenip, müstesna bir konum edinebileceğini anlattım” dedi.
Akıncı, şöyle devam etti:
“Kıbrıs, çağlar boyunca coğrafi konumundan kaynaklanan çalkantılar ve sancılar yaşamıştır. Ada tarihi, kanlı savaşlarla yüklüdür. Fakat medeniyetlerin kesişme ve uğrak yeri olarak Kıbrıs aynı zamanda kültürlerin kaynaştığı, yeniliklere açık bir yer olagelmiştir. Bugünün dünyasında ulaşılan bilgi düzeyi ve teknolojik kapasite, hem Kıbrıs adasına hem de yakın coğrafyasına, akılcı değerlendirilmesi halinde büyük imkânlar vaat etmektedir.”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, ada çevresinde bulunan doğal gaz ve petrol rezervlerinin, bölgedeki diğer ülkeleri de kapsayacak bir işbirliği ve yakınlaşma vizyonuyla değerlendirilmesinin mümkün olduğunu belirtti.
Akıncı, “Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumların ortak zenginliği olan bu kaynakların, ekonomik akla uygun olarak döşenecek ve Türkiye üzerinden geçerek, Ortadoğu ile Avrupa’yı birbirine bağlayacak bir enerji hattıyla nakli sağlanabilir” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, aynı anda çok sayıda ülkeyi stratejik ortak yapabilecek böylesine akılcı bir yaklaşımı benimsemek yerine, doğal zenginlikler sadece kendilerine aitmiş gibi bölgede tek yanlı faaliyet yürütme inadının tarihi bir hata olduğunu söyledi.
Teknolojide kat edilen gelişmelerin, Kıbrıs’ta daha pek çok alanda işbirliğini mümkün hale getirdiğini, dayattığını ancak dar görüşlülüğün hâlâ teknolojiye karşı direnişini sürdürdüğünü kaydeden Akıncı, “Bu çağda adanın bir yarısı ile diğer yarısı arasında cep telefonları ile konuşmak halen mümkün değildir” dedi.
Siyasi kararın alındığını, üstelik bütün teknik koşulların sağlandığını ancak Türk operatörlerle işbirliğini sorun sayan Rum tarafındaki zihniyet yüzünden bu bağlantının sağlanamadığını kaydeden Akıncı, aynı şekilde elektrik alışverişine imkân sağlayan bağlantılar kurulduğu halde, bunun kalıcı hale getirilmesine yönelik son adımın yine Rum yönetiminin isteksizliği yüzünden atılamadığını belirtti.
Akıncı, “Telefon ve elektrik gibi insan hayatını kolaylaştıracak alanlarda, ekonomik akla uygun işbirliklerinden bile uzak durulması, diğer alanlardaki potansiyelin harekete geçirilmesini de imkânsız hale getirmektedir” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle devam etti:
“Örneğin yaratıcı bir teknolojiyle Türkiye’den KKTC’ye su taşınmaktadır. Bizler en başından beri, bu suyun ‘barış suyu’ olarak adanın bütününe hizmet edebileceğini söylüyoruz. Öte yandan üniversitelerimizin eğitim verme sınırlılığını aşarak bilim ve teknoloji üretmeye yöneldiklerini gözlemliyoruz. Şu anda KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde bir Teknopark Yasası üzerinde çalışılmaktadır. Ne hazindir ki bizler üniversiteler arasında bilgi ve teknoloji alışverişi öngörürken Güney Kıbrıs’ta hâlâ üniversitelerimizle basit düzeyde iletişim kurmayı dahi statü sorunu gören bir zihniyet hakimdir.”
Akıncı, Türk ve Rum lise öğrencilerinin birbirlerini tanımasını amaçlayan ve okullar arasında karşılıklı ziyaretler öngören güven artırmaya yönelik proje girişiminin dahi bu zihniyet yüzünden hayata geçirilemediğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Akıncı, “Yeni çağın değerlerini daha iyi kavrayabilecek genç kuşakların diyaloğunu köhnemiş yaklaşımlarla önlemenin ya da inovasyon alanındaki birikimleri iki toplumun ortak yararı için seferber etmekten kaçınmanın bu çağın değerleriyle bağdaşan bir yanı yoktur. Unutulmamalıdır ki gelecek kuşaklara olan sorumluluğumuz, vicdanımıza, aklın ve bilimin rehberliğinde işbirliğini emrediyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, konuşmasında Kıbrıs’ta Rum Yönetimi Lideri Nikos  Anastasiades’le 16 Nisan’da sosyal ortamda gerçekleştireceği buluşmaya da değinerek, “Kendisine bir kez daha vizyonumu anlatacak ve Kıbrıs adasının gerilime ve itiş kakışa değil; işbirliği ve uzlaşı kültürüne duyduğu ihtiyacı hatırlatacağım” ifadesini kullandı.
Müzakere nitelikli bir buluşma olmayacağını yineleyen Akıncı, “Sorunun çözümü için eşitlikçi bir vizyon ortaklığına, çağın dayattığı işbirliği ruhuna ve açık görüşlü bir zihniyete ihtiyacımız vardır. Bağnaz ezberlerin kuşatması yarılmadan yeni bir dönem başlatılamaz” dedi.
İçinde bulunulan çağın, yeni paradigmalara ve arayışlara açık olmayı gerektirdiğini ve politik vizyonlarını sürekli gözden geçirmeye, geçmişe takılıp kalmadan hep ileriye bakmaya mecbur olduklarını kaydeden Akıncı, konuşmasını Toffler’in “21’inci yüzyılın cahili, okuyup yazamayanlar değil; öğrenemeyen, unutamayan ve yeniden öğrenemeyenler olacaktır” alıntısıyla bitirdi.